İnsanlık, kabusun içinde, temel insani değerlerden yoksun bir hayatı yaşıyordu. Fakir-zengin ayırımına tabi tutuluyor, kölelik sistemi en korkunç şekliyle işletiliyordu. Toplumun bir kısmında kızlar diri diri toprağa gömülüyordu. Toplumsal barışı sağlayacak ahlaki değerlerden söz etmek ise beyhude ve sıradan bir şey olmuştu. Toplum sosyal, siyasal ve ekonomik değerlerin hayata yansıtılması konusunda adeta sınıfta kalmış, her yönüyle bir tükenmişliğin içinde bocalıyordu. Çağın ufkuna zifiri bir karanlık çökmüştü. Mal, nesil, can, namus ve akıl emniyeti yok denecek kadar azdı. Ayrıcalıklı bir grubun dışında tüm toplum bir tehlike ile karşı karşıyaydı. İnsanların değer yargılarının değiştiği; şan, şöhret, makam, mevki, para, pul vb. değerlerin genel geçer akçe olduğu; sosyal yapısı tarumar olmuş bir toplumda ahlaki değerlerin tamamlayıcısı olarak Hz. Muhammed (s.a.v) gönderildi. Muhammed (sav) vahyin ruhunu kuşanarak çaresizlik içinde bocalayan insanlığa çare sundu. Hakikatin parlayan yıldızı olarak dünyaya yol gösterdi. "İlk Çağrı; Oku Kerem Sahibinin Adıyla" kitabı Peygamber'in yolunu çizen, stratejisini belirleyen 'Alak, Kalem, Asr, Zümer ve Bakara' surelerinden hareketle peygamberin mücadelesinden bugüne yansıması gereken mücadelesi mevzu bahis kılındı. Bir anlamda bu surelerin ilgili ayetlerinin tefsiri mahiyetinde bir Çalışma olarak bulacağınız bu kitap alacakaranlık bir kuşakta geçen bugünün insanına ışık olma iddiasındadır.